YÜCİTA
Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Araştırma Ağı
YÜCİDER
Yöresel Ürünler

Ürünlerin coğrafi kimliği tüketici zihninde kalite ve güven algısı yaratması açısından, değişen tüketim alışkanlıkları ile birlikte önem kazanmaya başlamıştır. Tüketici kaliteyi sadece gıda ürünlerinde aramamaktadır. Kültürel değerlerin korunması içgüdüsü, her çeşit geleneksel ürünün özel yöntemler ile üretilmesini daha değerli bularak, kültürel mirasa sahip çıkmaktadır.

Tüketici zihnindeki bu gelişmeler , “geleneksel ürünler”, “yerel ürünler”, “tipik ürünler” ve “coğrafi işaretli ürünler” olarak tanımlanan özel bir ürün grubu pazarının oluşma talebini arttırmıştır (Tregear, 2001, s. 6).

Türk Patent Enstitüsü (TPE) tanımına göre, geleneksel özellikli ürün; geleneksel hammaddeler kullanılarak üretilen veya geleneksel bir terkip ya da doğrudan doğruya geleneksel bir üretim biçimi ile karakterize edilen; yahut doğrudan geleneksel bir üretim biçimine dayanmamakla birlikte, böyle bir üretim tarzını yansıtan işlemlerden geçirilmiş olması nedeniyle aynı kategorideki benzer ürünlerden açıkça ayrılabilen ürün’dür. AB mevzuatı 2082/92 yönetmeliği kapsamındaki tanıma göre de geleneksel tarım veya gıda ürünlerini; geleneksel hammaddeler kullanılarak üretilen veya geleneksel metotlar ile karekterize edilen veya bir üretim yöntemi ve/veya bir işleme yöntemi ile ve/veya geleneksel üretim metodunu yansıtan işleme yöntemi ile karekterize edilen ürünler olarak tanımlamıştır.

Özel karekterli ürünleri ayrı ayrı değerlendirmek istersek; tipik ürünler ait oldukları kategoriyi temsil eden ve temeldeki anlayışın benzerliğe dayandığı ürünlerdir. Genellikle markalı ürünlerden oluşmaktadır. Bununla birlikte AB 2082/92’nolu mevzuatta, bir coğrafi bölge/yöre ile ilişkisi olmayan ve yönetmeliğin belirlediği metot ile özel karekteri belirlenen ve bu şekilde tipik ürün olarak değerlendirilen ürünler olarak da tanımlanmaktadır. Yöresel gıdalar ise, üretimi ve tüketimi aynı bölgede/yörede olan, bulunduğu alanın ekonomik kalkınmasını teşvik eden gıda şeklinde tanımlanmaktadır. Bölgesel özellikli gıdalar da yöresel gıdalar gibi üretimin bulunduğu bölgede/yörede gerçekleşmesi şartını içermektedir. Ancak tüketimin herhangi bir yerde olması yönünden iki ürün grubu birbirinden ayrılmaktadır (Demirbaş vd., 2006, s. 2-3). Geleneksel kültürlerden türemiş geleneksel ürünler, belirli bir bölgeye ait özellikleri barındırmaları yönü ile spesifik ürünler arasında değerlendirilmektedir. Bu ürünler, yöreye özgü hammadde kaynakları ile geleneksel bir üretim sürecinden geçerek ayırt edici özelliklerini kazanmaktadır (Pacciani vd., 2001, s. 3). Ürünler arasında görülen bölgesel yada ulusal farklar üzerinde doğa şartları ve ekonomik şartlar ile birlikte örf ve adetler etkili olmaktadır.

Geleneksel ürünler diğer ürünlerden jeofizik özellikleri ve insan faktörü yönleriyle ayrılmaktadır. İklim, toprak yapısı, çevre, bölgedeki canlı varlıklar vb. özellikler geleneksel ürünün karekteristik yapısının oluşmasında etkili jeofizik faktörlerdir. Örneğin, lezzetli ve zengin besin içerikli bal üretimi için ortalama yağış oranının düşük olduğu ve beyaz renkteki yoncaların yoğun bulunduğu bir bölgenin tercih edilmesi bu faktörlerin etkisinin önemini gösteren örneklerden biridir. Geleneksel ürünlerin üretim metotlarına bakıldığında ise geçmişten gelen sosyal ve kültürel bir aktarımın etkili olduğu görülmektedir. Üretim ile ilgili püf noktaların geçmişten gelen bilgilerde saklı olması ve bunu usta beceriler ile kullanan üreticilerin varlığı da insan faktörünün önemini göstermektedir (Tregear, 2001, s. 6). Dolayısı ile bir bölgeyi etkileyen değişkenler, aynı zamanda o bölgenin karekteristik özelliklerini kazanan ürün çeşitliliğini de etkilemektedir. Geleneksel ürünleri etkileyen bağımsız değişkenler şu şekilde sıralanmıştır (Yalçın, 2009, s. 55-56):

  • İklim
  • Toprak Yapısı
  • Bakı
  • Yükselti

Doğanın sunduğu bu koşulların değerlendirilerek, hem o yörenin hem de diğer toplumların faydalanabileceği özelliklerin kazandırılması  insan rolünün önemini açıklamaktadır. Böylece, yöresel ürünleri etkileyen ve ortak noktalarında insanı barındıran bağımlı değişkenler ortaya çıkmaktadır. Bağımlı değişkenler ise şunlardır (Yalçın, 2009, s. 56):

  • Farklı tarihi geçmiş
  • Farklı kültürler (gelenek farklılıkları)
  • Çalışma koşullarındaki farklılık
  • Yaratıcılık
  • Emek
  • Merak ve ilgi

Bu faktörler, ürünün bulunduğu coğrafi alan ile tanınmasında ve ün kazanmasında etkili olmaktadır.

Geleneksel ürünler, iktisat dışında birçok alanda da inceleme konusu olmaya başlamıştır. Kültür aktarımına yardımcı olması ve bu yönüyle tüketicinin satın alma kararını etkilemesi geleneksel ürünlerin sosyo kültürel yönünü oluşturmaktadır. Dolayısı ile bazı bölge halkı ve yerel firmalarca, “kültür işaretçisi” olarak nitelendirilen geleneksel ürünler, sosyal bilimciler tarafından sosyo kültürel etkiler, pazarlama ağları ve sürdürülebilir tarım alanlarında inceleme konusu özelliğini kazanmıştır (Marescotti, 2003, s. 5). Ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda birçok fayda sağlayan bu tür uygulamaların devam etmesi elbette üretimde kontrollü kaynak kullanımına ve pazarda tüketici ihtiyacına cevap verilmesine bağlıdır (Tregear, 2001, s. 3-5).

Geleneksel ürünler, daha çok hammaddelerinin yoğun olarak bulunduğu bölgelerdeki yerel üreticiler veya küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından üretilmektedir. Ancak bu ürünlerin üretiminde süreklilik sağlanması ve pazarda diğer firmalar ile rekabet gücü yakalayabilmesi, tüketici ve perakendeci tercihleri ile firma stratejilerinden haberdar olabilmek ile yakından ilgilidir. Bu konuda AB’ye üye ülkeler, kalite politikalarını gözden geçirmek ve yenilikler ile güncellemek adına, üretici birlikleri ile akademisyenlerin yapılacak proje ve seminerler ile ortak hareket etmesini sağlayacak ortamlar sunarak geleneksel üretimde teknolojinin de etkin rol alması sağlanmaktadır. Örneğin, şarap üretiminde fermente sırasında paslanmaya karşı fıçılar yerine paslanmaz çelik tankların kullanımı sağlanarak, üretimde geleneksel metotlar terk edilmemiştir (Demirbaş vd., 2006, s. 4).

Geleneksel ürün pazarı, ulusal getirisi ile birlikte birincil üretici için de olumlu sonuçlar doğurması açısından kırsal kalkınmanın önemli bir aracı olarak görülmektedir. Tüketici tercihinin yansıtıldığı ve bölge kültürünün özelliklerinin görüldüğü geleneksel ürünler, kaliteleri ile pazarda farklılaştırılmış ürün olarak yer almaktadır. Ürün farklılaştırılması, üretimin ve örgütlenmenin esnekliğini kabul eden, küresel bir düzenleme kavramı olan Post-Fordizm ile de desteklenmektedir. Geleneksel ürünlerin küresel ve ulusal pazarlarda kalite özelliği, tüketici tercihinde etkili olduğu gibi önemli rekabet aracı olarak da görülmektedir. Bu noktada ürün fiyatı kalite standartlarının gerisinde kalmaktadır (Marescotti, 2003, s. 5). Fiyatın bir değişken olarak kabul edilmediği bu ürünler, niş pazar ürünlerinin gelişmesinde de önemli bir araç olarak görülmektedir. Böylece katma değeri yüksek ürünlerin yer alacağı yeni pazar alanlarının artması ile geleneksel kaynak kullanımınının teşvik edileceği belirtilmiştir (Tekelioğlu ve Demirer, 2008, s.  2). Geleneksel ürünlerin kolektif faaliyetler ile, bilgi ve beceri (know-how) aktarımının nesiller arası devam etmesi, kırsal bölgeler açısından yeni getiri alanlarından biri olarak görülmektedir. Böylece, geleneksel ürünlerin, sahip oldukları spesifik özellikleri sayesinde ekonomik bir değer kazanarak potansiyel getiri sağlayan bir kaynak konumuna gelmesi tahmin edilmektedir (Marescotti, 2003, s. 5).

Küresel boyut kazanan dünya ticaretinde aşırı kar düşüncesi içeriği oynanmış ürünlerin  pazarda daha yaygın yer almasına neden olmaktadır. Bu gelişmeler karşısında daha bilinçli davranan tüketici, üretim teknololojisinden, sosyal ve çevresel maliyetlerinden haberdar olduğu geleneksel ürünlere yönelmektedir. Tüketici ihtiyacına cevap verebilecek ve pazarda sahte kullanımlara karşı koruyucu olabilecek yeni stratejiler, coğrafi işaret düzenlemelerini gündeme getirmiştir (Orhan, 2010, s. 3). Ürünlerin coğrafi isimleri, ürünün üretildiği alan ve üretildiği bölgeyle bağlantılı ürün kalitesi bilgilerini içermektedir (Orhan, 2010, s. 5). Coğrafi işaretler ile korumaya alınanan ürünlerin, yurt içi ve yurt dışı piyasalarda üretim süreçleri ve üretildiği bölge konularında doğru bilgiler ile değerlendirilerek kazanacağı katma değer ile ülke ekonomilerine ve üretildikleri bölgeye katkı sağlamaktadır. Coğrafi işaret uygulamasının sağlayacağı avantajlar ise şöyle sıralanmıştır (Orhan, 2010, s. 3):

  • Ürünün üretildiği bölge ve üretim yöntemi arasındaki bağı belirterek, tüketici zihninde ürünün kalitesi konusunda güvenin oluşmasını sağlamaktadır. Ayrıca üreticiyi  de haksız rekabete karşı korumaktadır.
    • Ürüne bir ün kazandırarak, standart üretim metotları ile üretilmesini ve pazarda ürün farklılaştırılmasını sağlamaktadır.
  • Orta ve küçük ölçekli firmaların pazarda ayakta kalmasını sağlayan bir kalkınma modeli olarak görülmektedir.
  • Devlet tarafından desteklendiği için üretim maliyetlerinin azalmasına yardımcı olması açısından, ekonomik denge aracı olarak görülmektedir.
  • Üretildikleri bölgenin tanınırlığını arttırarak, turizm gibi bağlantılı sektörlere de dolaylı yoldan katkı sağlamaktadır.

 

 

Demirbaş, N., Oktay, D. ve Tosun, D. (2006). “AB Sürecindeki Türkiye’de Gıda Güvenliği Açısından

Geleneksel Gıdaların Üretim ve Pazarlaması”. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 10(3-4): 2-7

Marescotti, A. (2003). “Typical products and rural development: Who benefits from PDO/PGI

recognition?”. “Food Quality Products in the Advent of the 21st Century: Production, Demand and Public Policy”, 4-7 Eylül, 2003, Chania, Greece, s. 5.

Orhan, A. (2010). “Yerel Değerlerin Turizm Ürününe Dönüştürülmesinde Coğrafi İşaretlerin Kullanımı:

İzmit Pişmaniyesi Örneği”. Turizm Araştırmaları Dergisi, 21(2): 3-8.

Pacciani, A. Belletti, G. Scaramuzzi, S. (2001). “The role of typical products in fostering rural

development and the effects of Regulation (EEC) 2081/92”. Polıcy experıences wıth rural

development ın a dıversıfıed Europe 73rd Seminar Of The European Association Of Agricultural Economists. 28-30 Haziran, 2001, Florence, s. 2-14.

Tekelioğlu, Y. ve Demirer, R. (2008). “Küreselleşme Sürecinde, Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler

Geleceği”. İGEME’den Bakış, 36: 1-716.

Tregear, A. (2001). “What Is a 'Typical Local Food?” An Examınatıon of Territorial Identity in Foods

Based on Development Initiatives in The Agrifood and Rural Sectors”.

Yalçın, B. (2009). Yöresel Ürünlerin Pazarlamasında E-ticaretin Etkisinin İncelenmesine Yönelik Bir

Araştırma, Yüksel Lisans Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale.

Gönüllü Üyelerimiz

Ziyaretçi Sayısı

Bugün: 392
Son Hafta: 2383
Son Ay: 8305